Kayıtlar

Yokluğun

ŞİMDİ GÖZLERİMİN ÖNÜNDEN KAYIP GİDERKEN HAYAT, ARDIMDA BIRAKTIĞIM GÜNLERİN HASRETİ SARDI BEDENİMİ. SEVGİSİZLİK VE UMARSIZSLIKLA GEÇEN BİR MAZİNİN SON KIRINTILARI ARASINDA SAVRULUYOR HAYALLERİM... VE DÜŞLERİMDE BİR YAĞMURUN ISLAKLIĞI SÜZÜLÜYOR HER SAAT... NE SEN ANLIYORSUN ARTIK BENİ, NE DE DALGALAR VURUYOR YÜZÜME SERİNLİĞİNİ. MARTILAR DA KÜSTÜ UÇMUYOR SEMALARIMDA VE BEN YİNE SENSİZ GÜNLERİN DERİNLİKLERİNDE BOĞULMAKTAYIM. ARTIK KÖR KARANLIKLARDA AVUTUYORUM SENSİZLİĞİMİ VE SEVGİSİZLİĞİN DERİN YARALARINI TAŞIYORUM BEDENİMİN HER HÜCRESİNDE. GECE KARANLIĞINDA KAYBOLAN SAÇLARIN SAVRULUKEN DELİCE ESEN RÜZGARDA, KUYTU BAKIŞLARIN AYDINLATIRDI UMUTSUZLUKTAN KARARAN YÜREKLERİ. SEN BİLMİYORDUN AMA, DELİCE SEVGİLERLE BOĞUŞUYORDU DÜŞLERİM. DELİCE BİR UMUT TUTSAK ETMİŞTİ, KAR ALTINDA TİTREYEN ÇOCUKLARA UMUTLAR DAĞITIP ISITAN KALBİMİ. SEN OKYANUSLARIN SESSİZ DALGALARINDA, BENDEN VE UMUTLARIMDAN HABERSİZ. İŞTE, HAYATIN KÖR KUYULARINDA HİSSEDERKEN YALNIZLIĞIN TADINI, ÖNCE SEVGİN IŞIK OLD...

Hüzün

Bir çocuğun ıslığındadır hüzün, bir annenin gözyaşında. İki sevgilinin terli bedenlerinden süzülüp, sıkıca tutuşan ellerinden yayılır dünyaya. Kocaman gözlerde parıldayan bir yıldız gibi apansız girer hayatımıza ve bir gece gibi sarmalar her yanımızı. Bir sokak lambası altında, tireyen bedenlerine aldırmaksızın sıkıca sarılarak, umarsızca öpüşürken son gece yarısında, elinden kayıp düşen sigara izmaritinin farkına dahi varamadan gitmeye mahkum olmaktır aslında ve dudaklarında nemli bir ruj tadıyla karışık bir ayrılık şarkısıdır ki o yüzden acıtır içini ışığı sönmüş her sokak lambası. Birazda yanlızlıktır hüzün, yalnızlığımdır. Gecenin sessizliğinden, sabahın gürültüsüne demir atmaktır. Karışmaktır korkularla yaşamaya alışmış ve korkularının farkına dahi varamayan kalabalıklara, en çocuksu acemilikle. Eğer ki sızlıyorsa genzin sızılı bir türküde, hele bir de yanıyorsa sigaran, dumanını bir sevgili gibi çekiyorsan ciğerlerine ve çınlıyorsa kulaklarında yaralı bir aşktan kalan so...

Yağmur

Şimdi yatağa girdim. Uyumak istiyorum ama yine her zamanki gibi sen aklımdasın. Hiç çıkmıyorsun ki zaten. Yağmur yağdığını söylediğinde bugün, Seninle birlikte ıslandığımı hayal ettim yağmurun altında... Ne güzel olurdu; Yağmur taneleri saçlarından süzülürken seni izlemek... Islak yüzün arasında parıldayan gözlerine bakmak... Sıkıca Ellerini tutmak üşümesinler diye. (Gerçekten üşümesinler diye ama) Gökgürültüsünden korkmayasın diye, Hep yanında olacağımı hissettirmek sana. Ne güzel olurdu, Yağmur yağarken yanında olmak...

Bitanem Meselesi

Bu gece mesajının konusu, güne de paralel olması açısından "bitanem" meselesi tabiki. Bi kere baştan şunu söyliyeyim ki sonra yanlış anlaşılmasın. Sen İstemediğin için sana böyle hitap etmeyeceğim hiç bir zaman (Gece mesajları hariç tabi. Bazı geceler kendimi ödüllendirebilirim bu konuda). Ama bu senin, benim bitanem olduğun gerçeğini değiştirmez. Tamam bu "Bitanem" genelde romantik duygusal ilişkilerde kullanılıyor olabilir ancak önemli olan "Bitanem" yakıştırması yaptığın kişinin senin için ne önem taşıdığı. İşte burada, benim seni koydığum "Yer" giriyor devreye. Şöyle ki; sen benim arkadaşımsın. Sevdiğim, değer verdiğim bi arkadaşımsın.Diğer tüm arkadaşlarımdan farklı bir yere koyduğum bi arkadaşımsın. Kalbimin, varlığından kimsenin haberdar olmadığı gizli bir cennetinde sakladığım -ki bu cennetin tarifini daha önce yapmıştım sana- arkadaşımsın. Hiç kimseye karşı hissetmediğim duyguları hissettiğim arkadaşımsın. (Burası biraz klişe olacak ...

"Son" a Dair

Hala uyuyamadım ben bu saate kadar biliyor musun? (şu an saat 04.26'yı gösteriyor). Aklımda biraz sen varsın, biraz farklı sıkıntılar. Aklımdaki sen sayesinde üstesinden geliyorum tüm sıkıntılarım -hiç aklımdan çıkma olur mu?- İlerde birgün bu arkadaşlığımız bittiğinde -iki buçuk kadar daha bir süre olduğunu düşünüyorum- sen hep aynı güzelliğinle kalbimdeki yerini saklayacaksın. Belki içinde sadece "Günaydın" yazan bir mesaj dahi çiçekler açması için yeterli olacak kalbimde sadece senin için ayırdığım cennetin. Orayı cennet yapan da zaten, sadece senin güzelliğin. Oradaki her bir çiçek gözlerini anımsatacak bana. Işıl ışıl parlayan gözlerini. Saçların gibi dalgalanacak ırmaklar. Sen kokacak bütün gül bahçeleri. Orası sadece senin cennetin olacak Sevgili Arkadaşım. En Sevgili Arkadaşım...

Seni Tanımadan Önce

Seni tanımadan önce -ki bu yaklaşık bir buçuk ay öncesine denk geliyor- Bir daha hiç bir kıza kendimi bu kadar yakın hissedeceğimi düşünmüyordum. Seni tanımadan önce sanki bütün kızlar "Beni hayal kırıklığına uğratmak için var"mış gibiydi. Sanki hiç bir kız gerçekten iyi değilmiş de "hepsi birer yalan"dan ibarettiler. Seni tanımadan önce bir daha asla, bir kız üzüldüğünde üzülmeyecek, sevindiğinde sevinmeyeceğime dair söz vermiştim kendime. Bir daha hiç bir kıza değer vermeyecek, hiç bir sözüne inanmayacaktım. Gözlerine bakınca heyecenlanmayacak, onu görememe korkusu olmayacaktı içimde hiç bir zaman. Hiç konuşmasak bile umursamayacak, onunla konuşmak için çaba harcamayacaktım. Seni tanımadan önce hiç bir kızın resimlerine saatlerce bakıp, en ince detayına kadar aklıma kazımayacaktım. Onu kaybetme korkusu olmayacaktı asla ve bana içimdeki yaşama sevincini veren bu duyguları yaşamayacaktım. -bu kısmı sana söyleyemediğim için buraya yazıyorum- Seni...

Sensiz Geçen Zamanlar

Bugün seninle konuşmadan geçirdiğim o zamanları benden çalınmış bir hayat parçası olarak görüyorum. Seninle konuşmadığım her an seni biraz daha fazla özlüyorum Biliyorum sen yine "Bana çok fazla alışma" diyeceksin ama ben de sana her zamanki gibi "Elimde değil ne yapayım" diye karşılık vereceğim. Ama gerçekten elimde değil. Ne yaparsam yapiyim çıkaramıyorum seni aklımdan. Sen içimde, hiç kimseye, sana bile itiraf edemediğim bir yerlerde gizlisin. Ne zaman çıkarmak istesem seni içimden canım yanıyor. Canımın acısını yine seninle dindiriyorum ve seni hep biraz daha fazla özlüyorum. Sen benim Sevgili Arkadaşımsın. En Sevgili Arkadaşım..